ÖZET
Amaç:
Vajinismusun özellikle doğu ülkelerinde rastlanan en yaygın kadın seksüel disfonksiyonlarından biri olduğu düşünülmektedir. Bu çalışma psikiyatri kliniğine başvurdukları zaman majör depresif bozukluğu ve anksiyete bozukluğu tanısı konmuş hastalarda vajinismus komorbiditesi sıklığını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Gereç ve Yöntem:
Bu çalışmaya katılanlar, DSM-IV kriterlerine göre esasen majör depresif bozukluk (24 hasta) veya anksiyete bozukluğu (45 hasta) tanısı konmuş olan, psikiyatri kliniğine başvuran cinsel yönden aktif altmış dokuz kadın hastaydı. Psikiyatristi tarafından ayrıntılı görüşmeleri yapılmış bu hastaların değerlendirilmeleri dosya taraması ile geriye yönelik olarak yapıldı.
Bulgular:
Altmış dokuz hastanın hiçbirisinde hali hazırda vajinismus mevcut değil iken, bu hastaların yirmi beşinde (%36.2) vajinismus öyküsü mevcuttu. Majör depresif bozukluk hastaların %45.8’inde (on bir hasta) ve anksiyete bozukluk hastalarının %31.1’inde (on dört hasta) vajinismus öyküsü mevcuttu. Vajinismus sıklığı öyküsü yönünden her iki grup arasında hiçbir anlamlı farklılık mevcut değildi. Vajinismus öyküsü olan hastalardan sadece bir tanesi geçmişte seksüel terapi için başvurdu. Diğer hastaların semptomları tedavi uygulanmaksızın kayboldu. İyileşme ortalama 13 haftada meydana geldi.
Sonuç:
Majör Depresif Bozukluk veya Anksiyete Bozukluğu hastalarının, geçmiş öykülerinde vajinismus olup olmaması; cinsel dürtü, uyarılma, vajinal kayganlık ve orgazmdan doyuma ulaşma fazlarında cinsel süreci belirgin etkilememektedir. Bu da vajinismus hastalarının iyileşme sonrasında cinsel fazlarda ciddi sorunlar yaşamadıklarının bir göstergesidir.