ÖZET

Sonuç:

Çalışmamızda hastaların şikayet süresi arttıkça büyüme geriliği oranları da artmaktadır. Bu da hastalığın erken tanı ve tedavisinin yaşam kalitesi üzerine olumlu etkisi ve tarama testlerinin önemini göstermektedir. Bazı riskli grupların ve özellikle ÇH olan bireylerin birinci derece akrabalarının şikayet olmasa da rutin sorgulanması gerekmektedir.

Bulgular:

Antropometrik veriler değerlendirildiğinde boy ve kilosu 3 persentil altında olan hasta oranı %29,3 idi. Hastaların en sık başvuru şikayeti sıklık sırasına göre, karın ağrısı %64,4, büyüme geriliği %51,1, ishal %36,8, kabızlık %32,2 ve halitozis %32,2 idi. Hastaların %15,5’inde hiçbir şikayet yoktu. Hastaların %87,4’ünde fizik muayenesi normal idi. Aile bireylerinde hastalık sorgulandığında %20’sinde ailede ÇH’si olan birey vardı.

Gereç ve Yöntem:

Çalışmaya dahil edilen hastaların dosyaları retrospektif olarak incelenerek başvuru şikayetleri, antropometrik verileri, biyopsi raporları kayıt altına alınmıştır. Çölyak hastalığı (ÇH) tanısında doku transglutaminaz IgA antikor, anti endomisyum antikor titresi ve histopatolojik olarak Marsh sınıflaması yapılmıştır.

Amaç:

Çalışmamızda 174 çölyak hastasının başvuru şikayetleri, klinik ve laboratuvar verileri ile biyopsi raporlarını inceledik. Çalışmadaki esas amacımız çölyak hastalarının prezentasyon şekillerini irdeleyerek, bazı şikayetlerin söylenmese de sorgulanması gerektiğini vurgulamaktır. Şikayeti olmasa da birinci derece aile bireylerinin ve riskli olan grupların tetkik edilmesi konusunda farkındalığı artırmaktır.