Derin Ven Trombozu Olan ve Olmayan Hastalarda D-Dimer ve Tüm Hemostatik Faktörlerin Düzeyleri
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Araştırmalar
CİLT: 6 SAYI: 3
P: 113 - 116
Eylül 2010

Derin Ven Trombozu Olan ve Olmayan Hastalarda D-Dimer ve Tüm Hemostatik Faktörlerin Düzeyleri

Med J Bakirkoy 2010;6(3):113-116
1. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, Van
2. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, İstanbul
3. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dalı, İstanbul
4. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, II. Cerrahi Kliniği, İstanbul
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 03.06.2010
Kabul Tarihi: 02.07.2010
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Gelişen tanı ve tedavi yöntemlerine rağmen, derin ven trombozu (DVT) hala önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. DVT sık karşılaşılan bir hastalık olup, Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl 250 000’den fazla kişiyi etkilemektedir. DVT tanısında mevcut tanı araçlarının kısıtlılıklarından dolayı plazma D-dimer gibi laboratuar ölçümlerine son dönemlerde ilgi artmıştır. Bu nedenle biz, derin ven trombozlu hastalarda D-dimer düzeylerini ve tüm hemostatik faktörleri incelemeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem:

Derin ven trombozlu 120 hastanın ve derin ven trombozu olmayan 115 hastanın, D-dimer düzeylerini ve Von Willebrand faktör düzeylerini enzim bağlı immunosorbent assay (ELISA) yöntemi ile inceledik. Kolesterol, kreatinin, INR, faktör VIII: C oranı ve aPTT ölçümleri standard metod ile, fibrinojen ölçümü ise Clauss metodu ile ölçüldü.

Bulgular:

Yaş, vücut kitle indeksi (VKİ), aPTT, INR ve total kolesterol bakımından derin ven trombozlu hastalarla derin ven trombozu olmayan hastalar karşılaştırıldığında, anlamlı farklılık bulunamadı (p > 0,05). Plasma D-dimer düzeyleri, kreatinin, faktör VIII: C ve Von Willebrand faktör düzeylerini derin ven trombozlu hastalarda, derin ven trombozu olmayan hastalara göre anlamlı olarak yüksek bulduk (sırasıyla, p<0,001, p<0,01). Diğer taraftan, fibrinojen düzeylerini, derin ven trombozlu hastalarda düşük bulduk (p< 0,01).

Sonuç:

Derin ven trombozunun teşhis ve tedavisinde D-dimer düzeylerinin ve hemostatik faktörlerin önemli rol oynadığı kanısındayız.

Anahtar Kelimeler:
Derin ven trombozu, D-dimer, hemostatik faktörler