Dyna Locking Trokanterik Çivisi ile Tedavi Edilen Trokanterik Femur Kırıklarında Komplikasyonlar için Risk Faktörleri
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Araştırma
CİLT: 19 SAYI: 1
P: 86 - 92
Mart 2023

Dyna Locking Trokanterik Çivisi ile Tedavi Edilen Trokanterik Femur Kırıklarında Komplikasyonlar için Risk Faktörleri

Med J Bakirkoy 2023;19(1):86-92
1. Selahaddin Eyyubi State Hospital, Clinic of Orthopaedics and Traumatology, Diyarbakır, Türkiye
2. University of Health Sciences Türkiye, Kartal Dr. Lütfi Kırdar City Hospital, Clinic of Orthopaedics and Traumatology, İstanbul, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 03.02.2022
Kabul Tarihi: 27.02.2023
Yayın Tarihi: 23.03.2023
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Çalışmanın amacı geriatrik hastalardaki Dyna locking trokanterik (DLT) çivisi ile tedavi edilen trokanterik femur kırıklarında komplikasyona neden olan faktörleri kırık stabilite paterni, postoperatif redüksiyon, vida yerleşimi, tip-apeks mesafesi (TAD), kemik kalitesi ve hasta pozisyonu ile ilgili olarak değerlendirmektir.

Gereç ve Yöntem:

Altmış beş yaş üzerinde minimum 12 ay takipli DLT çivisi kullanılarak opere edilen 169 hasta retrospektif olarak taranmıştır. Kırık paterni AO Vakfı/Ortopedik Travma Derneği (AO/OTA) 31-A1, A2 ve A3 olarak gruplandırılmış hastalar traksiyon masası ile supin pozisyonda, traksiyon masası kullanılmadan supin pozisyonda ya da lateral dekübit pozisyonunda opere edilmiştir. Hastaların tamamına cerrahi sonrası kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçümü yapılmıştır. Kırık redüksiyonunu değerlendirirken Baumgartner’den modifiye edilmiş Fogagnolo kriterleri kullanılmış ve buna göre kırık redüksiyonu iyi, kabul edilebilir ve kötü olarak gruplandırılmıştır. TAD ölçümleri Baumgartner tarafından tarif edilen şekilde yapılmıştır. Lag vidasının femur başı içerisindeki pozisyonu Cleveland ve Bosworth yöntemine göre belirlenmiş ve merkez-merkez, infero-merkez pozisyonlar optimal diğer pozisyonlar suboptimal olarak değerlendirilmiştir.

Bulgular:

Çalışmada 57 komplikasyon tespit edilmiştir, bunlardan 14’ü (%8,2) ek müdahale gerektiren lag vidasının cut-out, cut-through ve intrapelvik migrasyonu ile birlikte distal peri-implant kırıklarıdır. Yapılan değerlendirmelerde suboptimal lag vidası yerleşimi, düşük KMY, TAD >25 mm ölçümü ve yetersiz redüksiyon kalitesi ile cut-out, cut-through, intrapelvik migrasyon ve varus kollapsı arasında istatistiksel olarak belirgin ilişki saptanmıştır. AO/OTA 31-A1 tipi kırıklarda ve traksiyon masası ile yapılan ameliyatlarda belirgin olarak düşük oranda varus kollapsı görülmüştür (p=0,004, p<0,001), ancak lag vidasının cut-out, cut-through ve intrapelvik migrasyonu ile kırık tipi ve hasta posizyonları arasında ilişki saptanamamıştır (p=0,542, p=0,632). Optimal lag vidası yerleşimi ve TAD ölçümleri ile traksiyon masasında tedavi edilen hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır (p<0,001, p<0,001).

Sonuç:

Düşük KMY, femur başına uygun olmayan lag vidası yerleşimi, TAD >25 mm olması, instabil kırık paterni ve kötü redüksiyon kalitesi komplikasyonların ortaya çıkmasında etkilidir. Traksiyon masası kullanılarak yapılan cerrahi müdehaleler ile daha uygun lag vidası yerleşimi sağlanabilir.

Anahtar Kelimeler:
Trokanterik, femur, fraktür, DLT, sefalomedüller, komplikasyon