Ektopik Gebelik Olgularının 5 Yıllık Analizi: Tek Merkez Deneyimi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Araştırmalar
CİLT: 9 SAYI: 3
P: 105 - 110
Eylül 2013

Ektopik Gebelik Olgularının 5 Yıllık Analizi: Tek Merkez Deneyimi

Med J Bakirkoy 2013;9(3):105-110
1. Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Ankara
2. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, izmir
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 26.06.2011
Kabul Tarihi: 10.02.2012
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Bu çalışmada amacımız bir tersiyer merkezde 5 yıllık dönemde ektopik gebelik tanısı alarak tedavi edilmiş olguların demografik özellikleri, risk faktörleri, klinik bulguları, laboratuvar özellikleri ile tedavi yöntemlerinin incelenmesidir.

Gereç ve Yöntem:

2006-2011 yılları arasında ektopik gebelik tanısı ile tedavi edilen 121 olgunun tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Olguların yaşları, obstetrik öyküleri, başvuru nedenleri, muayene bulguları, risk faktörleri, β-hCG değerleri, transvajinal ultrasonografi (TV USG) bulguları ile uygulanan tedavi yöntemleri değerlendirildi. İstatistiksel analizler Independent Sample T Test, Fischer’s Exact Test ve Mann Whitney testleri kullanılarak yapıldı. p < 0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Bulgular:

Olguların yaş ortalaması 31.1±5.3, tanı konulduğunda son adet tarihine göre ortalama gebelik haftası ise 6.3±1.6 hafta idi. Hastaların %20.7’si primigravid ve %31.4’ü nullipar idi. Olguların %5.7’si sadece adet rötarı nedeni ile başvururken, 2 olguda hiçbir semptom yoktu. En sık görülen semptom ise karın ve kasık ağrısı (%38.0) idi. Olguların %5.8’inde ektopik gebelik öyküsü, %31.4 olguda önceden geçirilmiş pelvik cerrahi öyküsü mevcuttu. %13.2 olguda rahim içi araç mevcuttu. %4.1 olguda üremeye yardımcı teknikler sonrasında ektopik gebelik meydana gelmişti. Fizik muayenede %55.4 olguda akut batın bulguları mevcuttu. TV USG’de 82 olguda ektopik yerleşimli gestasyonel sak gözlenirken 13’ünde içinde fetal kalp hareketleri mevcuttu. %9.9 olgunun TV USG incelemesinde patolojik bulguya rastlanmadı. Hastaların ilk tanıdaki β-hCG düzeyi ortalama 3272±3918 IU/ml olarak tespit edildi. 67 olguda ektopik gebeliğin komplike olduğu düşünüldü. Bu olgulardan 24’ünde hemodinamik bulgular stabil olarak kabul edildi. Komplike ektopik gebelik bulguları olan olgular (n=67) ile komplike olmayan olgularda (n=54) β-hCG düzeyleri benzerdi (3320 ±2310’e karşı 3633 ±4475 IU/ml, p =0.754). İlk tanı sırasında komplike olan ve hemodinami parametreleri stabil olmayan 43 olguya cerrahi tedavi uygulandı. 121 olgudan 45’ine ilk tedavi seçeneği olarak sistemik metotreksat uygulandı ve başarı oranı %80 olarak hesaplandı. 7 olguda bekle-gör yöntemi uygulandı ve 5 olguda başarı sağlandı. Sistemik metotreksat uygulanıp başarısız olunan olgularda β-hCG düzeyi anlamlı olarak daha yüksek idi (p=0.002). Cerrahi uygulanan toplam 64 olgudan %53.1’ine laparoskopik işlem, %46.9’una ise laparotomi uygulandı. %25 olguda salpingostomi, %75’ine salpenjektomi uygulandı. Hemodinamik instabilitesi olan hastaların %65.1 (28/43)’inde ise laparatomi uygulanırken tümüne salpenjektomi yapıldı.

Sonuç:

Ektopik gebelik tedavi seçenekleri olgunun durumuna göre her olgu için bireyselleştirilmelidir ve fertilite koruyucu, konservatif yöntemler mutlaka gözden geçirilmelidir. Komplike olmuş ektopik gebelik olgularında hemodinamik olarak stabil olduğu sürece cerrahi tedaviden önce medikal tedavi şansı olguya sunulmalıdır.

Anahtar Kelimeler:
Ektopik gebelik, rupture ektopik gebelik, medikal tedavi, metotreksat, cerrahi tedavi