ÖZET
Karsinoid tümörler nadir görülmektedir. Tüm duodenal tümörlerin %3.4-11.9’unu oluştururlar. Genellikle rastlantısal tanı alırlar. Biz burada rastlantısal tanı almış bir duodenal karsinoid tümör vakasını sunmaktayız. Yetmiş yaşında kadın hasta kliniğimize karın ağrısı, dispepsi ve kabızlık şikayetleri ile başvurdu. Etiyolojik araştırması sırasında sağ sürrenal bezde 4X2.5 cm’lik nodüler lezyon saptandı. Klinik olarak fonksiyonel lezyon şüphesi olmadığından 6 aylık bilgisayarlı tomografi ile görüntüleme takibine alındı. Dispeptik yakınmaları için başlanan medikal tedaviden yarar görmemesi üzerine üst gastrointestinal sistem endoskopisi planlandı. Endoskopide, duodenumun ön yüzünde 0.8 cm’lik sapsız polip saptandı. Lezyondan biyopsi alındı. Biyopsi sonucu iyi diferansiye nöroendokrin tümör olarak raporlandı. Tümör sapsız olduğundan ve endoskopik olarak çıkarılamadığından cerrahi rezeksiyon yapıldı. Tümör gastrotomi ile tamamen çıkarıldı. Hasta 7. postoperatif günde taburcu edildi.
Karsinoidler nöroendokrin tümörlerin bir parçasıdır. Pankreas ve tiroidin C-hücrelerinden köken alan nöroendokrin tümörlere karsinoid denmektedir. Karsinoid tümörlerin 2/3’ü gastrointestinal sistemden köken alır. Duodenal karsinoidler tüm duodenal tümörlerin %3.4- 11.9’unu ve primer barsak tümörlerinin %0.7-1.8’sini oluşturmaktadır. Genellikle rastlantısal olarak tanı koyulmaktadır. Otopsi insidansı klinik insidansa göre 2-5 kat daha yüksektir. Sitolojik ve histolojik inceleme malignensi riski hakkında fazla bilgi vermemektedir. Uzak metastazlar ileri evre tümöre işaret eder.