ÖZET
Amaç:
Meme kanseri oluşumunda etkili çok sayıda risk faktörü olmasına rağmen bunların araştırıldığı çalışmalarda çelişkili bilgiler ortaya çıkabilmektedir. Çalışmamızın amacı meme kanseri ile ilişkili olabileceği düşünülen bazı çevresel risk faktörlerini sorgulamaktır.
Gereç ve Yöntem:
Bu araştırma Aralık 2009- Mayıs 2010 tarihleri arasında meme kanseri için risk faktörü olduğu düşünülen etkenleri sorgulamak amacıyla kesitsel vaka kontrollü bir çalışma olarak etik kurul onayı alınarak yapılmıştır. Çalışmaya, genel cerrahi polikliniğine başvuran 70 meme kanserli hasta ve kontrol grubu için meme hastalıkları dışında bir şikayet nedeniyle başvuran 140 hasta olmak üzere toplam 210 hasta alınmıştır. Hazırlanan anketler ile bilinen bazı risk faktörleri dışında beslenme şekli, yaşanan yere yakın baz istasyonu varlığı, deodorant kullanımı, cep telefonu ile günlük konuşma süresi ve stres değişkenleri araştırılmıştır.
Bulgular:
Hastaların ortalama yaşı meme kanseri grubunda 47.99 (18-85 yaş), kontrol grubunda 52.37 (31-83 yaş) olarak bulundu. Her iki grupta demografik bulgularda istatistiksel olarak anlamlı fark görülmedi. Meme kanseri grubunda ortalama çocuk sayısı 2.48, kontrol grubunda ise 3.26 idi. Çocuk sayısı ile meme kanseri arasında negatif bir korelasyon bulundu (p< 0.005). Çocuk sayısı arttıkça meme kanseri oranının azaldığı görüldü. Meme kanseri grubunda kürtaj oranı (%43.5) kontrol grubuna göre (%33.6) istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte daha fazla bulundu. Meme kanseri grubunda günlük yaşantısındaki stres düzeyini yüksek derecede tanımlayanların oranı %55.7 idi ve kontrol grubuna göre (%38.4) anlamlı oranda yüksek bulundu (p<0.005).
Sonuç:
Çalışmamızda meme kanserinde etkili olduğu düşünülen risklerden günlük yaşantıdaki stres düzeyi ve meme kanseri arasında anlamlı ilişki tespit edildi. Çocuk sayısı arttıkça meme kanseri oranının azaldığı saptandı.