ÖZET
Amaç:
Fibromiyalji sendromu (FMS), kas iskelet sisteminde yaygın ağrıya neden olan kronik bir hastalıktır. FMS’nin risk faktörleri ile ilgili büyük araştırmalar yapılmasına rağmen, sendromun patofizyolojisi konusunda bir uzlaşmaya varılmamıştır. Yapılan son çalışmalarda, çocukluk, ergenlik veya erişkinlik döneminde suistimal, istismar gibi stres deneyimlerinin bir sonucu olarak nöro-endokrin sistemde bir bozulma olduğu ve bu sebeple stres faktörlerine anormal bir yanıt olduğu öne sürülmüştür. Bu çalışmada FMS olan kadınlarla sağlıklı kontroller arasında eş şiddetinin tüm tipleri açısından farklılıkların araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem:
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi Polikliniği’nde FMS tanısı konan 18-65 yaşları arasındaki kırk üç evli kadın çalışmaya alındı. FMS tanısı Amerikan Romatoloji Derneği (ACR) FMS tanı kriterlerine göre fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman doktorları tarafından konuldu. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi psikiyatri polikliniğine yönlendirilen hastalar deneyimli bir psikiyatrist tarafından değerlendirildi. FMS tanısı konan 43 kadın hasta grubuna ve 45 kadın (FMS tanısı olmayan) sağlıklı kontrol grubuna, sosyodemografik veri formu, önceki cinsel, fiziksel, duygusal, sosyal ve ekonomik eş şiddetini ölçen bir şiddet değerlendirme formu, Hamilton Depresyon ve Anksiyete ölçekleri (HAM-D ve HAM-A) uygulandı. Ağrı şiddetini değerlendirmek için Vizüel Analog Skala (VAS) kullanıldı.
Bulgular:
FMS grubu ve sağlıklı kontrol grubu, yaş ortalaması ve daha önce psikiyatri başvurusu varlığı açısından istatistiksel olarak farklılık göstermedi (p>0.05). Bununla birlikte iki grup arasında eğitim durumu, meslek ve intihar girişimlerinin geçmişi açısından önemli farklılıklar tespit edildi. Eşinden fiziksel şiddet görme (%27,9-%11,1), ekonomik şiddet (%48,8-%13,3), sosyal şiddet (%83,7-%22,3) ve duygusal şiddete maruz kalma (%62,8-%28,9) FMS’li hasta grubunda kontrol grubundan daha fazla idi (p<0.05). FMS grubunda HAM-D, HAM-A ve VAS skorları kontrol grubundan daha yüksekti (p<0.05). VAS ve HAM-A, HAM-D skorları arasında istatistiki açıdan anlamlı korelasyon gözlendi (p<0.05).
Sonuç:
Bu sonuçlar, eş şiddetinin FMS’nin ortaya çıkışı ve sürekliliği üzerinde bir etkisi olabileceği ihtimalini artırmaktadır. Ayrıca, bu çalışmadan elde edilen sonuçların sadece tıbbi bakım almak isteyen FMS’li hastalara ait olduğu ve FMS’li tüm hastalara genellenemeyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Kadına yönelik şiddet ve FMS arasındaki ilişki konusunda daha fazla araştırma yapılmalıdır.