ÖZET
Amaç:
Nötrofil, lenfosit, monosit, trombosit sayıları ve yeni enflamatuvar faktörler olarak nötrofil-lenfosit oranı (NLR), trombosit-lenfosit oranı (PLR), lenfosit-monosit oranı (LMR) ve kırmızı hücre dağılım genişliği (RDW) hastalıkların ortaya çıkması ve gelişmesinde önemli rol oynar. Bu çalışmada onkolojik cerrahi sonrası yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatırılan hastaların ameliyat öncesi NLR, PLR, LMR ve RDW değerleri ile yoğun bakım kalış süreleri ve mortalite oranları arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca her iki grup arasında demografik ve klinik özellikler ile laboratuvar parametrelerinin karşılaştırılması da amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya onkolojik cerrahi sonrası YBÜ’de yatan hastalar dahil edildi. Hastalar gastrointestinal malignite (kolorektal, mide ve hepatoselüler) cerrahisi geçiren hastalar (grup 1) ve ürolojik malignite (böbrek, mesane ve prostat) cerrahisi geçiren hastalar (grup 2) olarak iki gruba ayrıldı. Demografik bilgiler (yaş ve cinsiyet), eşlik eden hastalıklar, nötrofil-lenfosit-trombosit sayıları, NLR-PLR-LMR-RDW değerleri, YBÜ’de kalış süresi, akut fizyoloji ve kronik sağlık değerlendirmesi-II (APACHE-II), Glasgow koma skalası ve mortalite oranları kaydedildi.
Bulgular:
Gastrointestinal malignite cerrahisi geçiren 144 hasta (99 kadın, 45 erkek) (grup 1), ürolojik malignite cerrahisi geçiren 124 hasta (28 kadın, 96 erkek) (grup 2) olmak üzere 268 hasta analiz edildi. Her iki grup arasında lenfosit sayısı, LMR ve PLR değerlerinde fark olduğunu bulduk. NLR, PLR, LMR ve RDW değerleri ile nötrofil, lenfosit ve trombosit sayılarının belirli cut-off değerlerinde mortaliteyi tahmin edebildiğini bulduk. Ayrıca NLR, PLR, RDW değerleri ve APACHE-II skoru ile YBÜ’de kalış süresi arasında da ilişki tespit ettik.
Sonuç:
Ucuz ve pratik uygulanabilen laboratuvar parametreleri kullanarak kanser cerrahisi sonrası takip edilen hastaların mortalite oranlarını tahmin edebiliriz. Yüksek mortalite beklenen hastaların daha yakın ve kapsamlı takibi sağlanabilir.