ÖZ

Amaç

Bu çalışmada Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) enfeksiyonu ve aşılamasını takiben oluşan nötralizan antikorların; çalışmaya dahil edilen hastaların demografik özellikleri, hastalığın seyri, şiddeti ve diğer tanısal parametrelerle ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem

Çalışmaya gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) testi ve diğer tanısal parametreleri pozitif 80 COVID-19 hastası dahil edilmiştir. Hastalar; demografik özellikleri, komorbid hastalık durumu, hastalık ve pnömoni şiddeti, aşılama durumları, yoğun bakım gereksinimleri, tanı ve izlemde kullanılan laboratuvar parametreleri sonuçlarına göre gruplandırılmıştır. RT-PCR pozitifliğini takiben 18. günde alınan serum örnekleri, VIDAS^® Anti-SARS-CoV-2 immünoglobülin G (IgG) ve immünoglobülin M (IgM) kitleri kullanılarak VIDAS analizöründe (bioMérieux, Fransa) çalışılmıştır. İstatistiksel analizler IBM SPSS 25.0 paket programı ile yapılmış, anlamlılık düzeyi <0,05 olarak dikkate alınmıştır.

Bulgular

Hastalardan iki ve daha çok dozda aşılanmış olanların oluşturdukları IgG titreleri hiç aşı olmamış veya bir doz aşılanmış olanlara göre daha yüksek bulunmuştur. 65 yaş üzerindeki hastaların IgG titreleri Altmış beş yaş ve altı hastalara göre daha yüksektir. Yoğun bakım ünitesi’nde tedavi görenlerin IgG titreleri serviste takip edilenlere göre daha düşüktür. Kritik hastaların oluşturdukları IgM ve IgG antikor titrelerinin orta ve şiddetli hasta grubuna kıyasla daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Hipertansiyonu olan hastaların IgG titreleri daha yüksektir. Hastaların tanısal biyobelirteçleri ile nötralizan antikor titreleri arasındaki ilişkide CRP, ferritin, D-dimer, PLT, NLR, MLR ve PLR düzeyleriyle IgG titreleri arasında pozitif yönde yüksek düzey korelasyon gözlenmiştir. (tüm değerler için p<0,05’tir).

Sonuç

COVID-19’da hastalık şiddeti arttıkça oluşturulan antikor titreleri de artmaktadır. Fakat bu antikorların nötralize edici fonksiyonları ne derece yansıttıkları konusu hala tartışmalıdır. Verilerimizin tümü literatürle paralellik göstermekle birlikte hastalıkla oluşan nötralizan antikorların miktarının özellikle prognostik biyobelirteçlerle ilişkisini de irdeleyen literatürdeki sayılı çalışmalardandır.