ÖZET
Amaç:
Perfore apandisitlerin laparoskopik tedavisinde postoperatif morbidite basit apandisitlere göre daha fazla gelişmektedir. Biz bu çalışmada, perfore apandisitlerin laparoskopik tedavisinde morbidite gelişimine etki eden risk faktörlerini araştırmayı amaçladık.
Yöntem:
Perfore apandisit nedeniyle laparoskopik apendektomi yapılan hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Perforasyon bulgusu ameliyatı yapan cerrahlar tarafından belgelenmiştir. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaşı, cinsiyeti, Charlson Komorbidite Indeksi (CCI), vücut kitle indeksi (VKİ) ASA skorları, semptom başlangıç ve hastane başvuru ile ameliyat arasında geçen süreleri, ameliyat bulguları, perforasyon yerleri, ameliyat şekilleri, güdük kapatma materyalleri, lökosit değerleri, patoloji sonuçları ve postoperatif morbiditeleri kayıt altına alındı. Veriler morbidite gelişen ve gelişmeyen hastalarda karşılaştırıldı ve p değeri anlamlı çıkan değişkenlerin multivariate regresyon analizi yapıldı.
Bulgular:
Perfore apandisitlerin laparoskopik tedavisinde mobidite gelişme oranı %22.14 (66/298) olarak izlenmiştir. Multivariate regresyon analizinde semptom başlangıcının üzerinden 72 saat geçmesi, ameliyat bulgularına göre perforasyon yerinin radiks olması, DSS’ye göre ameliyat bulgusunda grade 5 diffuz peritonit tablosu olması, laparoskopiden açığa dönülmesi ve post operatif histopatolojik bulguda gangren veya nekroz olması post operatif morbidite gelişimi üzerine etkili risk faktörleri olarak bulunmuştur (p=0.013, olasılık oranı=1,455; p=0.010, olasılık oranı=2.009; p=0.002, olasılık oranı=2.648; p=0.014, olasılık oranı=6.537; p=0.003, olasılık oranı=1.843; sırasıyla).
Sonuç:
Perfore apandisitlerin laparoskopik tedavisinde post operatif morbidite gelişimi geç başvuru, diffüz peritonit gelişimi, açığa dönüş, radiks perforasyonu ve nekroz varlığı ile ilişkilidir. Olasılık oranlarına göre morbidite gelişme ihtimali en yüksek olan risk faktörü açığa dönüş olarak bulunmuştur. Apandisit perforasyonu tanısı alan hastaların olabildiğince erken ameliyat edilmesi, rutin dren yerleştirilmemesi ve morbidite gelişimini önlemek için mümkün olduğunca laparoskopik yaklaşım uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.