ÖZET
Amaç:
Elektroensefalografi (EEG), nöroloji pratiğinde sık kullanılan noninvaziv bir inceleme yöntemidir. EEG’de anormal dalgaların anatomik dağılımını bilmek EEG’yi daha hızlı ve doğru değerlendirmenin yanı sıra hastanın tanısına, epilepsi sınıflamasına ve tedavisine yardımcı olacağı düşüncesi ile bu çalışmada, kliniğimizde rapor edilen EEG incelemelerindeki diken, keskin ve yavaş dalga aktivitelerinin anatomik lokalizasyonları incelendi.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya Mayıs 2007-Haziran 2010 tarihleri arasında kliniğimiz EEG laboratuarında incelenen 3459 olgu alındı. İncelemelerde Nihon Kohden EEG 9100 cihazı kullanıldı. EEG çekimleri uygun şartlar sağlanmış bir ortamda, en az 20 dakika süreyle yapıldı. Tüm olgular içinde patolojik olarak rapor edilen 389 olgunun verileri istatistiksel olarak değerlendirildi (p<0.05).
Bulgular:
Çalışmada %56,3’ü (n=219) kadın, %43,7’si (n=170) erkek, toplam 389 patolojik EEG olgusu vardı (%11,2). Olguların yaş aralığı 7-96 (ort: 31,76±20,63) idi. Diken, keskin ve yavaş dalga aktiviteleri temporal ve frontal bölgelerde daha sık görülmekle beraber beynin diğer bölümleri ile arasında sıklık açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p<0,05). Bu dalgaların yaşa göre değerlendirilmesinde, 40 yaş altı grupta sağ frontal ve temporal bölgede görülen diken ve keskin dalga aktivitesi diğer bölgelere göre daha sıktı. 20 yaş altı ve 40 yaş üzeri olgularda ise sol temporal bölgede görülen diken ve keskin dalga aktivitesi anlamlı düzeyde yüksek bulundu. 21-40 yaş arası olguların yaygın primer jeneralize deşarj oranları diğer yaş gruplarına oranla anlamlı düzeyde yüksekti (p>0,05). İleri yaş olgularda frontal bölgelerde ve yaygın yavaş dalga sıklığı diğer epileptiform anomalilere oranla daha sıktı.
Sonuç:
İncelediğimiz EEG kayıtlarında keskin ve diken dalga aktiviteleri sıklıkla frontal ve temporal bölgelerde lokalize, yavaş dalga aktiviteleri ise daha çok frontal bölgelerde ve yaygın olarak görüldü. EEG incelemesinde epileptiform anomalilerin yaş gruplarına göre serebral anatomik dağılımlarının bilinmesi, değerlendirmenin daha kolay, hızlı ve doğru olarak yapılmasına, hastanın tanısına, epilepsi sınıflamasına ve tedavisine katkıda bulunacaktır.